Kan ve Kurban
- Neden Muslumanlar kurban keserler biliyor musunuz?
- Musluman inanisina gore ilk kurbanin kesilisi aslinda Ibrahim‘in oglu Ismail’i (Tevrat’a gore Ishak) gordugu bir ruya uzerine kesmeye karar vermesi ve yerine bir koc indirilmesiyle mi baslar?
- Peki Kuran’da (ve ayni sekilde Tevrat’ta) aslinda tanri adina kesilen ilk kurbanin bu olmadiginin da anlatildigini biliyor muydunuz?
- Tanriyi hosnut etmek ve yuceltmek adina kan akitarak kurban kesmek sadece Muslumanlara ozgu olmadigini biliyor muydunuz?
- M.O. 3000 yilinda dahi, Sumerlerin tanrilari Enki’yi mutlu etmek icin kurban kestigini biliyor muydunuz?
- Ya Mayalarin tanrilarini mutlu etmek icin insanlarin kafalarini kestiklerini?
- Peki Yahudilerin Tanriyi yuceltmek icin inek bogazladiklarini?
Kurban konusu konusuldugunda musluman olan arkadaslarimin, musluman olmayanlara kurban gununu savunmalarini hep ilgiyle dinlemisimdir. “O gun bir cok fakir ve et yiyemeyen insan, et yiyebiliyor. Bu aslinda bir yardimlasma bayramidir. Tanri da aslinda bize kurban kesin emrini verirken sadece bunu amaclamistir.” Kulaga hos gelen bu savunmada belki de akla gelen tek negatif nokta, kesim isleminin sokak ortalarinda cocuklarin, yabancilarin gozleri onunde, olanca ilkelligiyle yapilmasi olabilir.
Usulen kanin tamami akar. Hayvan debelenir (ama cani yanmiyormus…) Cocuklar faltasi olmus gozlerle izlerler olan biteni. Sonra kafa kopartilir.Ayaklar kesilir. Deri yuzulur. Sakatat topraga gomulur. Sehirde keskin bir bok ve kan kokusu vardir. Her apartmanin onunde bu manzaralar gozlenir. Evlerdeyse bir kosusturmaca ve tatli bir telas vardir. Etler parcalanir ve gazete kagitlarina sarilir konu komsuya, fakire fukaraya dagitmak uzere.
Madem amaç yoksulların et yemesi, o zaman kasaptan 50 kilo et alıp dağıtsınlar yoksullara.
Kurban kesilmesinin hikmetleri
1 – Kurban kelimesi, lügatta, kendisi ile Allah`a yaklaşılan şey mânasına gelir. Bu isimden de anlaşıldığı gibi kurban; Allah`a yaklaşma ve O`nun rızasını kazanma vesilesidir. Kur`ân-ı Kerîm`de şöyle buyurulmaktadır:
“Biz her ümmet için kurban kesmeyi meşrû` kıldık (emrettik). Allah`ın rızık olarak verdiği dört ayaklı davarlar üzerinde (yalnız) Allah`ın ismini ansınlar (o davarların) gerçek sâhibinin Allah olduğunu bilsinler) diye… O halde hepiniz O`na teslim olun. (Habîbim)! Sen itâatli ve mütevâzî olanları (ebedî saâdet ve selâmetle) müjdele..” (el-Hacc, 34). Bu âyette kurban kesmenin, Allah`ın hatırlanması, yeryüzünde mevcut bütün hayvanların Allah`ın mülkü olup, sırf rahmet eseri olarak insanların istifadesine verilmiş olduğunun bilinmesi için emr olunduğu belirtilmektedir. İnsan zamanla gaflete düşüp, sâhip olduğu malın, mülkün, servetin Allah`ın kendisine bir lütfu olduğunu unutabilir. Karun gibi her şey`e kendi çalışmasıyla, bilgi ve mehâretiyle sâhip olduğunu vehmederek, kendisinde bir kudret ve kuvvet görmeye, İlâhî nimetleri şahsına maletmeye başlar. Gururlanıp, haddini aşar. İşte kurban emri, ona, sâhip olduğu mal ve mülkün, bağ ve bostanın, hayvanların, servet ve paranın Allah`ın bir ihsanı ve lütfu olduğunu ve asıl mal sâhibinin Allah bulunduğunu hatırlatır. O`nun izni ve müsâadesi olmadan hiçbir şey`e sâhip olunamayacağını bildirir. O da gururu bırakıp mahviyet ve tevazua girer. Hakikî kulluk tavrını takınır, şükür vazifesini ifaya çalışır. Bu hal ise, onun Allah`a yaklaşmasına ve rızasını kazanmasına bir vesile teşkil eder.
2 – İnsanın yaptığı bütün ibâdetler gibi kurban kesmesine de Allah`ın ihtiyacı yoktur. Ancak Allah, kurban kesme emriyle kullarını imtihan etmekte, onların takvâlarını, ilâhî emre itâattaki titizliklerini, Allah`a yakınlık derecelerini ölçmektedir. Hacc sûresi, 37. âyette bu husus şöyle belirtilir:
“Onların ne (sadaka edilen) etleri, ne de kanları hiçbir zaman Allah`a (yükselip) erişmez. Fakat sizden O`na (yalnız) takvâ (Allah`ın emirlerine itâat ve yasaklarından ictinab titizliği) ulaşır…” Bu âyette de görülüyor ki, kesilen kurbanlarda gaye; ihlas, takvâ ve Allah`a yaklaşmadır. Maksad, Allah`ı verdiği nimetleriyle hatırlama ve O`nun rızâsını kazanmaktır. Bu maksad ve gaye olmadıktan sonra kesilip dağıtılan etlerin, akıtılan kanların, ne kadar çok olursa olsun, Allah katında hiçbir değer ve kıymeti yoktur.
3 – Kurban aynı zamanda Hz. İsmail`in (A.S.) Allah için kurban edilmekten bir lütuf eseri olarak kurtuluşunun hatırlatılmasına da vesiledir. Cenâb-ı Hak, İbrahim`i (A.S.) büyük bir imtihana tâbi tutmuş, sevdiği biricik evlâdını Allah için kurban etmesini istemiştir. Hz. İbrahim ile oğlu İsmail, her ikisi de bu isteğe, tam bir teslimiyet ve sadakat içinde uymuşlardır. Hazret-i İbrahim oğlunu kesmek üzere yatırmış ve bıçağı boynuna çalmıştır. Fakat bıçak İsmail`i (A.S.) kesmemiştir. Çünkü Cenâb-ı Hakk`ın muradı, Hz. İsmail`in kesilmesi değil, baba-oğul iki şanlı nebînin erişilmez teslimiyet ve sadakatlarının, ferâgat ve fedakârlıklarının, melekler ve kıyâmete kadar gelecek bütün insanlar tarafından bilinmesi, daima hatırlanması idi. Bu hikmet tahakkuk ettiği için, bıçağa İsmail`i kesmemesini emr etmiş; Hz. İsmail`in yerine onlara Cennetten bir koç göndererek onu kurban etmelerini istemiştir. İşte kurban kesmek; bu büyük ve ibretli hâdisenin yıldönümünü kutlamak mahiyetindedir.
4 – Her yıl müslümanlar tarafından binlerce kurban kesilmektedir. Bu, bir bakıma, bir müslümanın Allah`a ibadet ve onun emrine uymak için her şey`ini fedâ edebileceğinin, Allah yolunda bütün varlığından vazgeçebileceğinin sembolik bir ifadesi olmaktadır.
5 – İslâmın koyduğu kurban kesme hükmü, aynı zamanda insanlar için büyük bir nimet ve rahmettir. Bir yıl boyunca pek çok sıkıntılar çekmiş, belki de ağzına bir lokma et koyamamış fakirler, kurban bayramı münasebetiyle bol bol et yeme fırsatına kavuşurlar. Fazla gelen etleri kavurma yapıp uzun zaman o etten faydalanma imkânını elde ederler. İslâmın sosyal adâleti te`min edici bir hususiyeti de böylece ortaya çıkmış olur.
Öncelikle yazın gayet açıklayıcı. Din denen masalı bir an önce unutmak gerek. Sen masalda bi yanlış yapmışsın. Aslında Öldürülen Habildir. Kabil tanrıya sunulan kurbanın yada yiyeceğin kabul olmaması üzerine hıncını Habil den çıkartır.
Et yemeyi çok severim. Et yemek için hayvanı kesmek zorundayız. Bu vahşilik falan değildir. Fakat kasaplar etleri gayet sağlıklı koşullarda hızlı bir şekilde kesip halka sunuyorlar. Yani sokak ortasında kesmiyorlar. Ayrıca burada bizim karşı olduğumuz şey hayvanın öldürülmesi değil, tanrının illa bir hayvanı kesmemizi istemesi. Yani kurban olarak keseceğin hayvandan 50 kilo et çıkacak diyelim. Eğer bu 50 kilo eti kasaptan alıp dağıtsan kurban ibadetin kabul olmaz. Bu durumda tanrı fakirlerin et yemesini değil bir hayvanın kesilmesini istiyor demektir.